takipçi satın al instagram takipçi satın al twitter takipçi satın al tiktok takipçi satın al youtube abone satın al facebook takipçi satın al twitch takipçi satın al
Yazı Detayı
11 Eylül 2019 - Çarşamba 15:59
 
Babanın Nasihatleri…
H.Murat ÖZAKINCI
mrtozakinci@hotmail.com
 
 

İnsan yaşamındaki rolünü mutlaka birilerini örnek alarak yaşar benimde rol modelim babamdı. Yaşantımda Toplum bilincine erişince kendi çabamın katkısı da olmuştur. Kimi görsem söylerim öğüt almayı sevdiğim gibi öğüt vermeyi ’de seviyorum...

Benimde hayat Felsefem bu elimde değil.!! Öğüt verirken bazen Karşımdakini kırıyormuş izlenimi veriyormuşum , çevremdekiler öyle diyorlar. Neticede insanız hatamız illaki olacaktır. Önemli olan hataları düzeltip yolumuza devam etmektir. Alınganlık kimi insanlarda alışkanlık olmuş ,hani kendi hatalarını görmeden küsersin ve kimden niye küstüğünü anlatamazsın sadece kendin bilirsin misali bir küse genlik oluşur ve zamanla alışkanlık yapar. Bu durumu hoş gören Aileler zamanla bu duruma alışırlar ve bu durumda küsen kişi kendini hep haklı görmeye başlar çünkü Hatasını kimse yüzüne vurmamıştır.” sen yanlış yapıyorsun doğrusu budur “dememiştir. Başta Ailemiz ve Çevremizde Sorumluluklarımızı bilirsek emin olun Başarılı ve mutlu bireyler oluruz.

 

Benim dünya düşünceme göre; ’Emek ve zahmetle çıkılan bir yol Başarı getirir.’’ Bazen, Hayatımızın içinde sempati duyduğumuz kendimizi daha mutlu hissedebileceğimiz oluşumlardan Farkında olmadan Kaçıyoruz..!!

Oysa yaşadığımız hayat güzelleşirse Biz mutlu oluruz hani büyüklerimiz hep derler “Hayat Mektebi” İnsan A Sosyal olacağına Sosyalleşmeli ama yaptığının ve yapacağının bilincinde olmalıdır.

Okuduğum bir kitabın tamamı olmasa da belli bir kısmını hayal dünyama uyarlayarak yazdım. Evet, ‘Kişi kendini tanımalı’ tanımalı ’ki yaşamını güzelleştirilmelidir. Bu okuyacağınız Hikâye... Hiç kitap okumayan birine sıkıcı gelebilir fakat Hayatınızı, Yaşamınızı, örnek teşkil edecek davranışları kendinize ve çeviresinize aktarabilme düşüncesi güçlenir.

 

Çocukluğundan beri bir Babanın Ailesine, çocuklarına verdiği öğütleri, nasihatleri alarak Büyüyen çocukların hikâyesidir.

 

Harun, 22 yaşlarda genç bir Üniversite mezunudur. Üniversite okurken mezun olmanın hayalini kurarak koskoca 4 yılı geride bırakıp ,Üniversite öğrenimini tamamlayıp memleketine Baba evine döner. Ve Bitirdiği bölümüne uygun iş aramaya başlar Tabi iş bulmak  kolay değil, birçok işyerine müracaat ederek iş görüşmelerine gidip her defasında olumsuz evine döner. Çünkü İş görüşmelerinde ondan Tecrüben varmı.!! Diye sorulara cevapsız yanıtlar veriyormuş Kendi kendine çalışmadan denemeden nerden tecrübe edineceğim diyerek söylene söylene evine dönüyormuş .Tabi üniversitede kurmuş olduğu hayallerde bir türlü gerçekleşmiyordu. Babası ve Annesi bu durumuna çok üzülse de belli etmemeye çalışıyorlardı. Biricik oğullarının daha fazla üzülmelerini istemiyorlardı. Anne ve Babasının haberi yoktu oysa kendi hayatını yaşamaya karar veren Harun 22 yaşında Tek hayali ekonomik özgürlüğüne kavuşarak kendi yaşamanı kurmaktı bir gün babası odasına giderek yanında oturup oğlum senin üzülmene dayanamıyoruz sakın üzülme, Önemli olan iş bulmak değil hayırlı bir hayat ve yaşam kurmaktır. Seni çocukluğundan beri nasihat ederek büyüttüm. Bana bir şey belli etmesen ’de belki sıkıldın, belki kızdın ama yine ’de Bize saygısızlık etmedin. Allah senden razı olsun sabır bir ilaçtır.

Sabredeceksin diye nasihatler vererek odasından çıktı oysa Harun iş bulamamanın can sıkıntısı bir yana hala bu yaşına gelmesine rağmen Babası Tıpkı bir çocuk gibi çocukluğundan beri nasihat verdiği ve her yaşantısına müdahale ettiği ve öğütler verdiği için kaçıp kurtulmak istiyordu. Bir gün evde odasında oturduğu sırada cep Telefonu çaldı ve Karşısında bir hanım efendi daha önceleri müracaat ettiği bir firmanın insan kaynaklarına bakan Hanımefendiydi.  Yarın sizi saat:14:00 da mülakat için Firma ofisimize bekliyoruz, demesi üzerine büyük bir sevinçle tamam diyerek telefonunu kapattı, bu defa tamam olur inşallah diyerek ve bir ah geçirerek nihayet. Evi terk etmenin zamanı geldi işe kabul edilirsem evden ayrılmanın hayalini kurmaya tekrar başladı ve kafasında bütün planlarını yapmaya başladı.

 

Babasının ona nasihatleri, öğütleri aklına geldi; “Diş fırçalarken suyu açık bırakma”, “Salondan en son kim çıktı? Işıklar neden açık”, “Makası neden yerine bırakmıyorsun?” ‘’Makasın ağzı kapalı olsun uğursuzluk getirir’ ’Gibi babasının ikaz ve söylemleri kulaklarında çınlıyor gibiydi tatlı ve acı bir tebessümle nihayet dedi ve kalktı iş görüşme günü gelmişti hazırlıklara başlamak gerekiyordu kendi odasına geçti ve odasındaki Gardırobundan ötülü ve temiz düzenli bir şekilde elbiselerini çıkardı ve üstünü değiştirmeye başladı çünkü iş görüşmesine gideceği saat yaklaşıyordu ilk günden geç kalmak istemiyordu onun için bir fırsattı değerlendirmek istiyordu iş görüşmesinde eğer kabul edilirse aile evini bırakıp, kendisine bir ev kiralayacaktı. Artık kendi hayatını yaşamak istiyordu.

 

Harun Evden çıkacağı sırada Babası onu kapıda uğurladı. Tabi Baba Nasihatleri saydırmaya başladı..

 

– Dikkatli ol, Sakin ol Heyecanlanma rahat ol gibi telkinlerde bulunarak ve bütün soruları cevaplamaya çalış, oğlum dedi.

 

Harun hayallerine kavuşacağı kapıya yaklaştığı sırada görüşme adresine gelince, kapıda bekçi yoktu. Bahçe kapısı açıktı ama sürgülü kilidinin demiri dışarıdaydı, giren çıkan herkes bu demire değiyordu. Hemen kilit sürgüsünü geri çekti ve içeriye girdi. Bahçede bir hortum suyunu boşa akıtıyordu. Onu aldı ve sulasın diye bir ağacın dibine bıraktı. Bir avluya girdi, duvar dibinde boşa çalışan bir vantilatör gördü. Gayrı ihtiyarı bir hareketle, vantilatörü kapattığını fark etti. Artık huyu nefsine galip geliyordu. Kendisini tuhaf hissetmesine rağmen devam etti.

 

Oradan küçük bir odaya girdi. Üzerindeki okla görüşme salonuna gider, yazan bir kâğıt ters bir şeklide duvarda asılı duruyordu. Kâğıdı düzeltip, görüşme salonuna girdiğinde görüşmeye gelen diğer adaylar oturmuş sıralarını bekliyorlardı. Harun boş bir sandalye bulup oturdu sağına, soluna baktı Salona ilk girdiğinde dikkatini çeken ise Salonun ışıkları açıktı ve günün ışığı yeterince her yeri aydınlatıyordu. Önce aldırmak istemedi fakat babasının sesini duyar gibi oldu dayanamadı ve yerinden kalktı “kapatın bu ışıkları” diyordu. Bu ses dikkatini dağıtıyordu. Duramadı hemen gidip ışıkları kapattı ve sırasını beklemek için sandalyesine oturup beklemeye başladı..

 

Görüşme odasından bir hanımefendi Harun Bey, diye seslendi sıranın kendisine geldiğini anladı ve heyecandan neredeyse küçük dilini yutacaktı ah çekip Bismillah diyerek görüşme odasına doğru ilerledi ve odaya girdi odanın içinde Toplantı masasında 3 kişi oturuyordu bir kişi ’de masanın ilk girişinde masanın üzerinde duran bir sürü evrak ve Bilgisayarda bir şeyler yazıyordu..

 

Masanın başında oturan kişi masanın girişinde oturan adama el işareti yaptı masanın girişindeki Adam’da başını tamam dercesine salladı masanın girişinde oturan adam benden evraklarımı istedi. Üniversiteden mezun olduğum diplomamı alarak incelemeye başladıktan sonra, işe ne zaman başlayabileceğimi sordu. Dondum kaldım bir an bu soru kesin bir tuzak sorusu olduğunu  düşündüm nasıl yani dedim!!  Kendi kendime. Ne cevap vereceğimi bilemedim. Tedirginliğim yüzüme yansımaya başladı Bir anda masanın başında oturan adam yüksek bir ses tonu ile Harun Bey deyince irkildim bana Neyi düşünüyorsunuz? Diye sordu.

 

Adam sözlerine başladı Biz burada kimseye soru sormadık. Bize müracaat eden Kişileri cevaplarıyla değil davranışlarıyla değerlendirmek istedik. Müracaat eden kişilerin hiç birisi sizin gibi davranmadı. Adam devam etti; Bahçe girişinden itibaren herkesi izledik. Açık sürgü kilidi, boşa akan su, vantilatör, ışıkları ve ters kâğıt hepsi imtihanın birer aşamasıydı. Bu sınavı başarılı bir şeklide tek sen geçtin. Seni Tebrik ederiz. Yeni işin hayırlı olsun.

 

Sevinçten eve doğru yürümeye başladı içinde tarif edilemez bir mutluluk vardı içi içine sığmıyordu. Babasının disiplini ve sürekli ikazlarına, kızması geldi aklına ondan pişmanlık duydu ve bu işi sadece disiplinle kazandığını anladı. Eve çok mutlu döndü zile bastı kapıyı açan babasıydı. Babasına öyle bir baktı ’ki Babam dedi sen Benim Hayatımın en kıymetli varlığısın deyip Tıpkı bir çocuk gibi sarılıp iki elini birleştirerek avuçlarını öptü Ben dedi ve Boğaz’ı düğümlendi ve öylece 1-2 saniye Babasına baktı ve odasına geçti Babası ne oldu dercesine arkasından baktı odasına geçip iş görüşmesine gittiği Elbiselerini çıkarıp gardırobuna astı düzenli ve tertipli oluşu Babasının öğütlerinden biriydi ve üniversite mezunu olduğu İçin değil!! Okul önemli fakat ‘Baba Nasihati ’daha önemliydi Düzenli olduğu İçin İşe alınmıştı ve Babasına şöyle dedi baba senin sayende işe alındım. Babacığım, Sana minnettarım dedi.

 

 

Yani Sevgili dostlarım; Hayatta başarılı olmanın yolu, disiplin ve çevremize gösterdiğimiz sorumluluklardan geçiyor.

 

 

Saygı ile başlayan bir yaşam sevgiyle noktalanır.

 

 

Sevgiyle Kalın....

 

 

 

 
Etiketler: Babanın, Nasihatleri…,
Yorumlar
Haber Yazılımı